Hukukçular ve tutuklananların aileleri Cumhuriyet’e konuştu: ‘Çocukları derhal serbest bırakın’

4

19 Mart Günü İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan yargı darbesi sonucu ülke genelinde düzenlenen protestolarda 2 bine yakın kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 301 kişi tutuklu bulunuyor.Tutukların çok büyük bir kısmını 18-25 yaşındaki gençler oluşturuyor.

Üniversiteliler ülkenin dört bir yanında gerçekleştirdikleri protestolar sırasında ve gece baskınlarıyla gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan sonra yeme-içme, tuvalet, hijyen ve avukat desteğinden mahrum bırakılarak hak ihlallerine maruz kaldılar. Aralarında, savcı ifadesini almadan tutukluluğa sevk edilenler bulunuyor. Cezaevlerindeki yığılma sonucu tutuklananların bir kısmı çeşitli suçlardan dolayı cezaevinde bulunan diğer hükümlülerin koğuşlarına yerleştirildiler. Cezaevlerinde bulunan öğrenciler için henüz asgari koşullar sağlanabilmiş değil.

“OĞLUM-KIZIM DİK DUR ANNEN BABAN YANINDA”

Bir haftayı aşkın süredir devam eden protestolarda çocukları tutuklanan aileler, yaşananlara tepki göstermek için bir araya geldi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçtiğimiz cumartesi günü Maltepe’de düzenlediği tarihi mitinge katılan Anne-Baba Dayanışma Ağı üyesi aileler, hep birlikte “Oğlum-kızım dik dur, annen baban yanında” sloganları attı.

“OĞLUM SAATLERCE AÇ KALDI”

Oğlu tutuklanan ve İzmir Menemen Cezaevinde bulunan Yusuf Çakır, çocuğu gözaltına alındıktan sonra geçirdikleri bir günü şöyle anlatıyor:

“Oğlum 25 Mart günü gözaltına alındı 29 Mart günü tutuklamaya sevk edildi. Cuma günü sabah kahvaltı etmeden doktor kontrolüne götürüldüler. Doktor kontrolünden sonra mahkemeye gittiler ve akşama kadar bekletildiler. Mahkemeye çıktılarında saat akşam sekiz civarındaydı. Ardından 22.30 gibi cezaevine sevk edildiler. Çocuklar bu saate kadar hiçbir şey yemedi, aç kaldılar. Avukatların tüm ısrarına rağmen çocuklarımıza yemek verilmedi.”

Cezaevine sevk edilen çocukların bayram tatili sebebiyle “tecrit koğuşu” da denilen geçici koğuşlara yerleştirildiğini belirten Çakır, “Çocuğumu en yakın bu perşembe açık görüşte görebileceğim. Hesaplarına para yatırdık ama tatil sebebiyle kantin kapalıymış. 25 Mart’ta tomaların sırılsıklam ettiği elbiseleri ile duruyorlar hala. Kıyafet götürmek istiyoruz ama almıyorlar. Kıyafeti haftaya perşembe ya da cuma kapalı görüşte verebileceğimizi söylüyorlar” diye konuştu.

Çocukları gözaltına alınan ve tutuklanan tüm aileleri dayanışmaya çağıran Çakır, “Bu süreç devam edecek. Çocukların haklı talepleri olacak. Bu yapılan muamele belki de şiddetlenecek. Her talep şiddetle bastırılacak. Anne babaların dayanışma ağını büyütmeliyiz” dedi.

“BAŞLARINA BİR ŞEY GELMESİNDEN ENDİŞELİYİZ”

Kızı 24 Mart Pazartesi günü gözaltına alınan ardından salı günü tutuklanarak Silivri’ye (Marmara Cezaevi) sevk edilen Avni Gündoğan, çocuğunun önce serbest bırakıldığını bir buçuk saatte karar değiştirilerek tutuklandığını aktarıyor. Tutuklanma kararlarının en yukarıdan verildiğini ve aynı yöntemle serbest bırakılma kararlarının verilebileceğini belirten Gündoğan, “Bu çocukların sınavları başlıyor. Derhal serbest bırakılmalılar. Eğitim hakları ve anayasal hakları ihlal ediliyor” dedi.

Tutuklanan gençlerin cezaevlerinde çok zor durumda olduklarına vurgu yapan Gündoğan, “Bu çocuklar bu ülkede; 16 milyonluk bir kentin belediye başkanının tutuklanmasına, 20 yıllık bir profesörün diplomasının ortadan kaldırılmasına, kendi eğitim hayatlarındaki fırsat eşitsizliğine, sosyal medyayı özgürce kullanamadıklarına tepki olarak bir yürüyüşe katılmış ve demokratik, meşru barışçıl bir eylemde yer almışlardır. İçerde bu çocuklar uyuşturucu satıcılarının koğuşlarına, bir kısmı tecavüzcülerin koğuşlarına bırakılmış. Hayatlarından, başlarına bir şey gelmesinden endişe ediyoruz. Bu bir tacizdir. Cezaevinde havlu, nevresim, terlik bile yok. Kağıt kalem yok. Çocuklara gazete bile verilmiyor, dış dünya ile bağlarını kopardılar. Henüz duş alıp alamadıklarını bilmiyoruz. Bütün toplumu çocuklarımızla dayanışmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Anne-Baba Dayanışma Ağı üyesi aileler bugün, Silivri Cezaevi önünde kurdukları stantta, cezaevi kantininin kapalı olması ve çevrede yiyecek-içecek satın alınabilecek uygun noktalar bulunmaması sebebiyle görüşe gelen ailelere yiyecek-içecek desteği verdi.

“HASTA OLANLARIN İLAÇLARI TEMİN EDİLMEDİ”

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Av. Uğur Esat Keşküş, İstanbulda kolluğun keyfi tutumu nedeni ile avukat-müvekkil görüşmelerinin engellenmesi ve hatta avukatların emniyet birimlerine alınmaması, emniyet birimlerinden dışarı çıkılması gibi durumlar yaşandığını iletti.

Keşküş, gözaltı ve tutuklama süreçlerinde yaşanılan hak ihlallerini şöyle özetledi:

“Pek çok nezarette kötü koku, hijyenik olmayan ortamlar, kalabalık içerisinde barındırılmak zorunda kalma gibi çeşitli şikayetler mevcuttur. Kalp, şeker, tansiyon, alerji vb. hastalıkları bulunan kişilerin günlük-saatlik ilaç ihtiyaçları pek çok kez temin edilmemiştir. Bunlar dışında işkence olarak tarif edebileceğimiz kötü muamele, darp, ters kelepçe, havasız bırakılma ve yasak usuller ile avukatsız ifade alma süreçleri yaşandı.”

“İNSANLAR KENDİ HALLERİNE BIRAKILDI”

Öğrencilerin sınav dönemine denk gelen tutuklamalarla ilgili rektörlüklere öğrencilerin mazeretli sayılması veya infaz kurumunda sınava girmesi gibi talepler ile başvurular yapıldığını bildiren Keşküş, “Tutuklamaların sonrasında resmi tatilin başlaması nedeni ile henüz talepler neticelendirilmemiştir. Öğrenciler henüz ders kitaplarına erişememektedir. İnfaz kurumlarında henüz battaniye, temizlik malzemeleri, ilaçlar, kıyafetler, kantin malzemeleri gibi hayati ihtiyaçlara bile erişim sağlanamadığından ders kitapları bunların yanında ne yazık ki lüks gibi kalmaktadır. Binlerce insanı gözaltına alınırken, üç yüzü aşkın insan tutuklanırken ne yazık ki bu sürecin devamında resmi tatil ilan edilerek insanlar kendi hallerine bırakıldı” dedi.

“TAHLİYELER NİSAN AYINDA BAŞLAYABİLİR”

Tutuklamalar hakkında Nisan ayında dava açılması, duruşma görülmesi ve tahliyelerin verilmesini beklediklerini ifade eden Keşküş, “Geçtiğimiz hafta günde ortalama 2-3 kez ayrı ayrı gruplar gözaltına alındığından her birinin soruşturmaları şimdilik ayrı yürütülmektedir. Deneyimlerimizden yola çıkarak bir soruşturmada iddianamenin hazırlanması ve dava açılarak ilk celsenin görünmesi genelde 6 aydan aşağı olmamaktadır.

Ancak bu hafta karşılaşmış olduğumuz kitlesel gözaltı ve tutuklamaların olduğu siyasi operasyonlarda -kamuoyu tepkisini de göz ardı etmemek gerekir- bu süreçler çok hızlı tüketilmektedir. Örnek vermek gerekirse geçtimiz hafta gözaltına alınan grupların bir kısmında tutuklanmaları akabinde 3-7 gün arasında 4 iddianame düzenlendi. 1 haftadan kısa sürede iddianame düzenlenmesi bizim ülkemizdeki ceza yargılamaları bakımından ışık hızı olarak tarif edilebilir” diye konuştu.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) bu süreçte İstanbul Şube öncülüğünde, 20 Mart tarihinde bir Kriz Masası oluşturdu. Bu kriz masasında süregelen gözaltıların takibi, hak ihlallerinin raporlanması, aileler ile iletişim ve genel koordinasyon ağının organize şekilde sürdürülmesi hedefleniyor.

Mehmet Şimşek